Rakı kokusunda bilye şıkırtıları
Rakı kokusuna karıştı
bilye şıkırtıları
"Hadi oynayalım" dercesine istekli
bir o kadar tek başınayım
Artık oyunlar
yağmur yağınca bitmiyor,
çocuklar
gökkuşağı çıkınca gülmüyor.
Toprak çekiyor suyu
bulut verdikçe;
sunuyorum ruhumu
toprak istedikçe.
Rakı kokusuna karıştı
bilye şıkırtıları.
Muzip değilim dün gibi
yalnızlığım gün gibi.
Sağanak olmalı
arnavut kaldırımlı yokuşta
Şıpırtısını duymalıyım
çıplak ayakların
Ritmine uymalıyım
ıslak dudakların
Orkide ıslanmış olmalı
Ve düşmüş yolun ortasına
el sallamalıyım
bitmiş sonun yolcusuna.
Rakı kokusuna karıştı
bilye şıkırtıları.
Mangalın közleri gibi oldu yürek
atılanı yutar
yutulanı yakar oldu.
Naçar oldu gün batımlarına yürek.
Güneşsizliğe
esir oldu bu yaz
Yüreksizliğe
esir oldu biraz.
Yeşil boranlarını mavi tayfunlara saldılar
Depremden geçti
serab oldu yürek
Gençlikten geçti
harab oldu yürek.
Rakı kokusuna karıştı
bilye şıkırtıları.
Dinle saatin
son tiktağını.
Dinle bitmeyen akşam ezanını
Bak kara gecede
yemyeşil yanıp sönen fener
Bak dolunay,
yıldızlar...
Bak bir tekne bağlı limana
Çocukluğun
sorumlulukların gibi.
Haydi çöz onu
uzaklaş.
Git uzağın bilinmezine...
Ve sana mendil sallasın kalanlar
gecenin
gölge yıkıntılarıyla
Rakı kokusuna karışsın aşıklar
geçmişin
bilye şıkırtılarıyla.